Türkiye Eczacılar Birliği: Veresiye defterlerimizin kapanması mümkün değil
ANKARA – Türkiye Eczacıları Birliği Başkanı Arman Üney ve Birlik yönetim heyeti üyeleri, 14 Mayıs Eczacılık Günü sebebiyle düzenlediği basın toplantısında ülkedeki ilaç sorununa dair değerlendirmelerde bulundu.
‘SAĞLIK HARCAMALARINA EN DÜŞÜK PAY AYIRAN ÜLKE TÜRKİYE’
Bu yılki Eczacılık Haftasının temasını “Eczacı Varsa Hayat Var” olarak belirlediklerini ifade eden Üney, ilaç erişimine ilişkin mevcut durumu şöyle anlattı: “TÜİK’in Sağlık Harcamaları İstatistikleri 2022 yılı verilerine göre ülkemiz toplam cari sağlık harcamalarına Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’da ayırdığı yüzde 3,7’lik oran ile OECD ülkelerine göre en düşük pay ayıran ülkedir. Toplam sağlık harcamalarının GSYH oranı 2021 yılında yüzde 4,6 iken 2022 yılında daha da düşerek yüzde 3.7 olmuştur.”
‘GERİ ÖDEME KAPSAMINDAKİ İLAÇLARA KISITLAMAYA GİDİLEBİLİR’
Üney, bu durumun geri ödeme kapsamında yer alan ilaçlarda kısıtlamalara gidilmesi, ilaç yoklukları ve ilaca kısıtlı erişim sorunları, yeni keşif – yeni nesil ilaçların ülkemizde erişime açılamaması gibi pek çok sonucu beraberinde getirdiğini söyledi.
‘VATANDAŞIN CEBİNDEN ÇIKACAK İLAÇ FİYAT FARKI 20 MİLYAR TL’Yİ BULABİLİR’
Hastaların cebinden çıkacak ilaç fiyat farklarının daha da artmasının da söz konusu olabileceğini kaydeden Üney, “2024 yılında katılım payı haricinde vatandaşlarımızın cebinden çıkacak ilaç fiyat farkının 20 milyar TL’yi bulacağını öngörüyoruz” dedi.
Hastaların tedavileri için ihtiyaç duydukları ilaçlara erişimin sağlanması gerektiğini ifade eden Öney, “Ödemek durumunda kaldıkları ek tedavi maliyetleri azaltılmalıdır. Zamanında ve doğru müdahalelerle hastalıkların tedavisi ve engellemesi adına Ulusal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içerisinde sağlığa ayrılan payın artırılması, sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranlarda pay ayrılması zaruridir” diye konuştu.
‘SAĞLIKTAN TASARRUF OLMAZ’
Bir süredir gündemde olan kamudaki tasarruf tedbirlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Üney, “Sosyal güvenlik açıklarını kapatmak, enflasyon hedeflerini tutturmak adına toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyecek hiçbir tasarruf tedbiri alınmamalıdır. Halk sağlığını koruma gayretindeki bir meslek grubunun temsilcileri olarak bu uyarıyı yapmayı görev biliyoruz ve diyoruz ki; sağlıktan tasarruf olmaz” ifadelerini kaydetti.
‘DIŞA BAĞIMLI OLMAYAN BİR İLAÇ SANAYİSİ’
Yerli ve milli ilaç üretimi konusuna dair değerlendirmelerde de bulunan Üney, şunları söyledi: “Dışa bağımlı olmayan bir ilaç sanayi hedefi, bütün ilaç sektörünün ana hedeflerinden biri olmalıdır. İlaç stratejik bir üründür ve ilaçta dışa bağımlık toplum sağlığı açısından ağır sonuçlara neden olmaktadır. Bu sonuçları zaman zaman hep birlikte yaşıyoruz. İlaç yokluklarının önüne geçebilmenin yolu, her ilaca kolayca erişebilmenin yolu kapsamlı bir yerli ilaç üretiminden geçmektedir.”
Üney, kamu eczacılarının özlük haklarının iyileştirilmesi ve hak kayıplarının giderilmesi için adım atılması gerektiğini, deprem bölgesindeki eczacılara yönelik özel iyileştirmelerin hayata geçirilmesi gerektiğini de ifade etti.
‘TÜRKİYE NÜFUSU YAŞLANIYOR, İLAÇ TAKİBİ ÖNEMLİ’
Türkiye nüfusunun yaşlandığını, kronik hastalıkların takibinin zorlaştığını ve takip konusunda eczacıların rolünün önemli olduğunu ifade eden Üney, “Eczacının ilaç inceleme hizmetini, özellikle kronik hastalıklardaki takibini çok ömemli buluyoruz. Kullanılan bazı ilaçların sürekli devam etmemesi gerekihyor. Hekimlerimizle işbirliği halinde bu ilaçların takibinde önemli rol üstlenebiliriz. Avrupa’da bu yapılıyor” dedi. Bu takibin yapılabilmesi için eczacının etkin danışmanlık yapacağı “Rehber Eczane” projesinin gündemde olduğunu belirten Üney, Sağlık Bakanlığına bu projeyi ilettiklerini, yakın zamanda detaylarını görüşeceklerini ifade etti.
‘İLACA ERİŞİMDE SIKINTI OLABİLECEĞİNE DAİR EMARELER VAR’
İlaca erişimde yaşanan sıkıntılar üzerine bir soru üzerine Üney, “İlaca erişim konusunda bir sıkıntı var. Erişimde sıkıntı olan ilaç grupları var. Bazısı kısıtlı üretimden kaynaklı. Örneğin ‘ilaç var’ diyorlar ama o ilaçtan 10 tane var. 100 eczaneye 10 ilaç düşüyor. Geçtiğimiz senelerdeki gibi, ocak- şubat ayındaki gibi bir yokluk durumu yok ama bunun olabileceği ile ilgili emareler var” cevabını verdi.
‘BİZİM VERESİYE DEFTERLERİMİZİN KAPANMASI MÜMKÜN DEĞİL’
Eczanelerin veresiye ilaç satışına ilişkin bir soruya ilişkin de Üney, “Bir bankaya gidip, bankada çalışan bir kişiyi çok iyi tanısanız bile sistemde sorun varsa paranızı isteyemezsiniz değil mi? Ama SGK’nın sistemi çalışmazsa, hastanın ilacının günü dolmamışsa, badyram tatiliyse ve ilaç yazıdırılanıyosa dahi eczaneye gelip ilaç alıp hasta göremezsiniz. Deftere yaz denir yazılır. Bir eczaneye gidip ilaç varsa ilaca ulaşamayan hasta göremezsiniz. Yani bizim veresiye defterlerimizin kapanması mümkün değil” diyerek yanıtladı.
(HABER MERKEZİ)